Van
iline adını veren Van Gölü Türkiye’nin ve dünyanın en büyük soda gölüdür. Dört
tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. İçinde Akdamar, Adır, Çarpanak ve Kuş
adaları olmak üzere 4 ada bulunmaktadır. Tarih boyu Yüksek Deniz, Nairi Denizi
ve Yukarı Deniz dendiği gibi Deryaçe (Küçük Deniz) adını da alır. Gölün suyu
çok tuzlu ve sodalıdır. Sabunsuz köpük verir ve temizlik maddeleri
kullanılmadan içinde herşey yıkanabilir ve temizlenebilir. Her mevsim, her
saatte farklı bir renk alan, gündoğumu ve günbatımının muhteşem olduğu göl,
bölge turizmine önemli bir katkı sağlamaktadır. Sahil boyunca yapılaşma ile
bozulmamış koylar, yeşil bitki örtüsüyle sarılmış kıyılar görülmeye
değerdir. Van Gölündeki adalardan en büyüğü olan Akdamar Adası, üzerindeki
kilisesi ile ünlüdür. 900′lü yılların başında Kral Gagik tarafından yaptırılmış
olan kilise taş işçiliğinin en seçkin örneklerindendir. Akdamar adasına Gevaş
iskelesinden dolmuş motorları çalışmaktadır.
Van Kalesi, Van il
merkezi sınırları içerisinde olup, şehir merkezine 5 km. mesafede
bulunmaktadır. Urartu kalelerinin görkemlilerindendir.MÖ.9. yüzyılda
Lutupri’nin oğlu I. Sarduri tarafından yaptırılmıştır. Büyük bölümü ayakta
kalan kalenin kuzeybatı ucunda bulunan ve Sardur burcu denilen taş bloklarla
örülen yapının üzerinde I. Sarduri’ye ait olan, Asur çivi yazısı ile yazılmış,
bilinen en eski Urartu yazıtı vardır. Kalenin diğer önemli bir yapısı, I.
Agrişti’ye ait olan kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki kaya üzerinde bulunan
Urartu’ların günümüze ulaşan en uzun yazıtı, “Horhor Yazıtları” vardır. Ayrıca
kalenin kuzey yamacında II. Sarduri’nin açık hava tapınağı (Analı-Kız), Kale
içinde Menau ve Sarduri’ ye ait mezar odaları, mağaralar, su sarnıçları ve
çeşitli odalar vardır. Kalenin güneyinde ise eski şehrin kalıntıları bulunur.
Ulu Cami, Hüsrev Paşa Cami, Kay Çelebi Cami, Hamamlar (Çifte Hamam) Kümbetler
(İkiz Kümbet) ve çoğu tahrip olmuş eski evler,gezenleri tarihin yaprakları
arasında seyahate çıkarlar.Van kaleler şehri olarak da bilinir.Bunlardan
bazıları Ağartı Kalesi,Toprakkale,Çavuştepe Kalesi,Ayanıs Kalesi,Aşağı-Yukarı
Anfaz Kalesi dir.
Gevaş ilçesi
sınırları dahilinde Van Gölü içersinde bulunan en büyük adaya ismini veren
kilisedir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise sahile 3 km.
uzaklıktadır. Günün her saatinde Akdamar Adası'na, sahilde bulunan motorlarla
ulaşım sağlanmaktadır.Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından
Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengindir.
Bunun yanında, İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunmaktadır.
Yunus Peygamberin denize atılması, Hz.Meryem ve kucağında İsa, Adem ile
Havva'nın Cennetten kovulması, Hz.Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi Samson
Filistinli ikilisi, ateşte üç İbrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri
bulunmaktadır. Zengin hayvan, asma sarmaşıkları ve çeşitli figürler görmek
mümkündür.
Keşiş
Gölü´ndeki sulama tesisleri Rusahinili´nin kurucusu II. Rusa tarafından
yaptırılmış. M.Ö.700'de-Toprakkale´ye taşınan başkente su sağlamak amacıyla
2544 metrelik Erek Dağı´nın üzerindeki barajlar sağlamlaştırılmış ve yenileri
eklenmiş. Günümüzde Faruk Bendi olarak bilinen baraj geç Roma dönemine
aittir.Keşiş Gölü'ndeki sulama tesisleri Rusahinili'nin kurucusu II. Rusa tarafından
yaptırılmış. M.Ö.700'de Toprakkale'ye taşınan başkente su sağlamak amacıyla
2544 metrelik Erek Dağı'nın üzerindeki barajlar sağlamlaştırılmış ve yenileri
eklenmiş. Günümüzde Faruk Bendi olarak bilinen baraj geç Roma dönemine aittir.
Van'a 18 km.
uzaklıktaki Edremit, Van Gölü’nün Güney-Güneydoğu kıyı şeridi boyunca uzanıp
masmavi gölün önünde bir yeşil örtü gibi duruyor. Tarihi Dukaya Höyüğü,
Urartular döneminden kalma Hatti Çiviler (Çivi Yazıları), Kadenbastı mevkiinde
Kız Damı (Dev Damı) Surlar ve Savacak Şelalesi, yine Elmalık mahallesinde
bulunan Hazine Piri (Hazine Kapısı), Harbedar(HarebeKöyü) görülmeye değer
yerler.
Van il merkezine 60
km. uzaklıkta, Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari karayolu üzerindeki Hoşap (Güzelsu)’da
yer almaktadır. Dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun
kuzeyindeki dış kaleden oluşur. Gözetleme kulesi, surları, burçları, beden
duvarları, mescit, fırın, zindan seyir köşkü, harem, selamlık ve orijinal demir
kapı kanatları kalenin önemli yapılarıdır. Ayrıca kalenin güney tarafında Van
Bölgesinin en eski Osmanlı Köprüsü bulunur.
Kanalın çevresinde
Kral Menua (M.Ö. 810–786) tarafından eşi Tariria için bugünkü Kadem Bastı
mevkiinde yapay teraslar halinde yaptırılan asma bahçeleri, Assur Kraliçesi
Semiramis'in Dünya'nın 7 harikasından biri sayılan asma bahçeleriyle
özdeşleştirilerek efsaneleştirilmiştir. Van'ın kuş uçumu 50 km. güneyinde yer
alan Gürpınar (Havasor) Ovası'ndan Urartu Krallığı'nın başkentinin bulunduğu Van
Ovasına tatlı su getiren Menua Kanalı, geçtiği topraklara hayat vermektedir.
Menua Kanalı'nın bir başka ilginç özelliği, destek duvarlarına ve kanalın yakın yerlerine toplam 15 adet çivi yazılı inşa yazıtının konulmuş olmasıdır. Şimdiye kadar hiçbir Urartu yapısında bu kadar çok inşa yazıtına rastlanılmamıştır. Konulan inşa yazıtları kanalı neredeyse bir "yazıt anıtı"na dönüştürmüştür. Yazıtların bir kısmı kısa, bir kısmı da uzundur. Kaybolmaya ve tahrip edilmeye karşı bir önlem olmak üzere yazıtlar aynı içeriğe sahiptir. Kısa olan yazıtlarda şunlar okunmaktadır
:
Tanrı Haldi'nin kudreti sayesinde, İşpuini oğlu Menua bu kanalı açtı. Adı Menua kanalıdır.
Dört adet uzun içerikli metinde ise şunlar okunmaktadır. "Kim bunu görürse, kim başkasına 'Bu kanalı ben açtım' derse o, Tanrı Haldi, Tanrı Teişeba, Tanrı Şivini ve bütün tanrılar tarafından mahvedilsin; güneş ışığından yoksun edilsin."
Tanrı Haldi'nin kudreti sayesinde, İşpuini oğlu Menua bu kanalı açtı. Adı Menua kanalıdır.
Dört adet uzun içerikli metinde ise şunlar okunmaktadır. "Kim bunu görürse, kim başkasına 'Bu kanalı ben açtım' derse o, Tanrı Haldi, Tanrı Teişeba, Tanrı Şivini ve bütün tanrılar tarafından mahvedilsin; güneş ışığından yoksun edilsin."
Muradiye ilçesine 10
km. uzaklıkta, Bend-i Mahi Çayı üzerindedir. Doğuş yeri sönmüş bir volkanik dağ
olan Tendürek dağıdır. Çok yüksekten düşmese de hoş bir görünümü vardır.
Muradiye Şelalesi 15-20 metre arasında değişen yükseklikten dökülmektedir. Asma
köprüsü ve doğal güzelliği ile halkın rağbet ettiği bir mesire yeridir.Kış
aylarında donarak tam bir doğa harikasına dönüşmektedir.Doğubeyazıt-Van
karayolu üzerindedir. İl merkezine 86 km mesâfededir. Denizden yüksekliği 1735
metredir. Yaşarlar Alabalık Restaurantı hemen Şelalin yanındadır.
Van ili Başkale
ilçesi Yavuzlar Köyü’nde bulunan ve Kapadokya yöresindeki peri bacaları ile
oluşum yönünden benzerlik gösteren peri bacalarının bulunduğu alan Vanadokya
olarak anılmaktadır.
Buradaki volkanik Yiğit Dağı’nın püskürttüğü kayaçların aşınmaları sonucunda bu oluşumlar meydana gelmiştir. Günümüzde kendi haline terk edilmiş olan bu oluşumların doğal park ilan edilmesi ve koruma altına alınması yerinde olacaktır.
Buradaki volkanik Yiğit Dağı’nın püskürttüğü kayaçların aşınmaları sonucunda bu oluşumlar meydana gelmiştir. Günümüzde kendi haline terk edilmiş olan bu oluşumların doğal park ilan edilmesi ve koruma altına alınması yerinde olacaktır.
Anadolu’nun hemen her
bölgesinde değişik dönemlere ait ve çoğunlukla anonim mimari ile yöredeki yapı
ustaları tarafından çeşitli tipte evler inşa edilmiştir. Ağır kış şartlarına
maruz kalan Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki evler, iklim ve malzeme bakımından,
Anadolu’nun diğer bölgelerindeki ev plan tiplerinden farklılık göstermektedir.
Van’da konut mimarisinin oluşumunda temel etkiler; coğrafi koşullar, örf, adet, malzeme ile yaşam tarzıdır.Van evleri bu özellikleri ile komşu Bitlis ve Erzurum evlerinden farklı olmakla birlikte, daha çok Orta Anadolu özellikle Konya ve çevresinin mimari yapı özelliklerini göstermektedir.
Bir ve iki katlı olarak geleneksel kerpiç malzeme ile inşa edilen evlerinin ilk örnekleri, tarihi Van Kalesi’nin güneyinde yer alan üç tarafı surlarla çevrili olan Eski Van Şehri’nde oluşmuştur. Eski Van Şehri’nde arazinin sınırlı olmasından dolayı evler bitişik nizamda inşa edilmiştir. Günümüz Van Şehri’nde ise her ev bağımsız olarak ayrık nizamda, bahçe, hayat ve sokak ilişkisi içinde düzenli olarak inşa edilmiştir. Anonim mimari tarzında mahalli ustalar tarafından inşa edilen Van evlerinin örtü sistemi düz damdır.
Van’da konut mimarisinin oluşumunda temel etkiler; coğrafi koşullar, örf, adet, malzeme ile yaşam tarzıdır.Van evleri bu özellikleri ile komşu Bitlis ve Erzurum evlerinden farklı olmakla birlikte, daha çok Orta Anadolu özellikle Konya ve çevresinin mimari yapı özelliklerini göstermektedir.
Bir ve iki katlı olarak geleneksel kerpiç malzeme ile inşa edilen evlerinin ilk örnekleri, tarihi Van Kalesi’nin güneyinde yer alan üç tarafı surlarla çevrili olan Eski Van Şehri’nde oluşmuştur. Eski Van Şehri’nde arazinin sınırlı olmasından dolayı evler bitişik nizamda inşa edilmiştir. Günümüz Van Şehri’nde ise her ev bağımsız olarak ayrık nizamda, bahçe, hayat ve sokak ilişkisi içinde düzenli olarak inşa edilmiştir. Anonim mimari tarzında mahalli ustalar tarafından inşa edilen Van evlerinin örtü sistemi düz damdır.
I.Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından Van bölgesi 1915’te Ruslar tarafından işgal edilir. Ruslar ve Ermeniler bölgeden 1918’de çekilirken eski ve günümüz Van Şehri’nde bulunan tüm mimari yapıları yakıp yıkmışlardır. Günümüz Van Şehri’ndeki evlerin çoğu yeniden onarılarak bir kısmı günümüze ulaşmasına rağmen, Eski Van Şehri içindeki evlerin yıkıntıları günümüzde mevcut değildir. 1990 yılına kadar, günümüz Van Şehri’nde sayıları 20 olan tarihi Van evlerinin bugün ayakta kalanların sayısı dört adettir. Bu evlerde çeşitli fonksiyonel değişikler yapılarak günümüz şartlarına uygun hale getirilmiştir.
Ülkemizde özellikle 1940 yılından günümüze kadar geleneksel evlerin hızla yok olması karşısında, bir çok araştırmacı ve bilim adamı Anadolu’nun her köşesindeki geleneksel evleri inceleyerek belgelemiştir. Araştırmacılar tarafından incelenen geleneksel mimari örnekleri çeşitli tipolojilerde gruplandırılmıştır.
Van evinin tümü “İç
Sofalı Plan Tipi” tipolojisi içerisinde yer almaktadır. Eski Van Şehri’ndeki
evler, diğer yapılarla birlikte şehrin genel mimarisini oluşturur. Evler, tek
ve iki katlı olarak bitişik nizamda düz damlı olarak kerpiç ana malzemesi ile
inşa edilmiştir. 1918 yılından sonra günümüz Van Şehri’nde oluşan evler
arazinin genişliğinden dolayı, Eski Van Şehri’ndeki evlerin aksine bağımsız
olarak ayrık nizamda yapılmıştır. Her ev; bahçe, hayat, tandır evi, ahır,
samanlık gibi tamamlayıcı bölümlerden oluşmakta, çevresi ihata(möhre) duvarı
ile çevrelenmiştir.
Tarih
Van'ın tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesinin 6 km güneyinde bulunan Tilki tepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Bronz ve Demir devrine yerleşmişlerdi. Sonra Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar,Sasaniler ve Bizans hakim olmuştur. M.S. 675 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Bizanslılara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Bizanslılara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir. 11. yüzyıldan itibaren Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara ve Akkoyunlulara yurt olmuştur. 16. yüzyılda Safevilerin Doğu Anadolu'dan uzaklaştırılmasından sonra Van'da Osmanlı egemenliği başlamıştır. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.
Coğrafya
İlin kuzeyinde bulunan Tendürek dağlarında yükseklikleri 2400 ile 3000 metre arasında değişen “Sınır Dağları” uzanır. Van yöresinde büyük nehir ve akarsular bulunur. Bu akarsuların en önemlileri Hoşap suyu, Memedik çayı, Karasu, Bendimahi çayı, Deliçay, Irşat çayı ve Zilan çaylarıdır.
Van bölgesi göller bakımından da önemli bir bölgedir. İrili ufaklı birçok gölden başka Türkiye’nin en büyük gölü de bu bölgededir.Yazları az yağışlı ve sıcak kışları az yağışlı ve oldukça soğuk geçmektedir. Baharlar ise bol yağışlı ve ılıktır.Van ilinin ilçeleri; Bahçesaray, Başkale, Çaldıran, Çatak, Edremit, Erciş, Gevaş, Gürpınar, Muradiye, Özalp ve Saray’dır.
Van'ın tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesinin 6 km güneyinde bulunan Tilki tepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Bronz ve Demir devrine yerleşmişlerdi. Sonra Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar,Sasaniler ve Bizans hakim olmuştur. M.S. 675 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Bizanslılara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Bizanslılara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir. 11. yüzyıldan itibaren Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara ve Akkoyunlulara yurt olmuştur. 16. yüzyılda Safevilerin Doğu Anadolu'dan uzaklaştırılmasından sonra Van'da Osmanlı egemenliği başlamıştır. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.
Coğrafya
İlin kuzeyinde bulunan Tendürek dağlarında yükseklikleri 2400 ile 3000 metre arasında değişen “Sınır Dağları” uzanır. Van yöresinde büyük nehir ve akarsular bulunur. Bu akarsuların en önemlileri Hoşap suyu, Memedik çayı, Karasu, Bendimahi çayı, Deliçay, Irşat çayı ve Zilan çaylarıdır.
Van bölgesi göller bakımından da önemli bir bölgedir. İrili ufaklı birçok gölden başka Türkiye’nin en büyük gölü de bu bölgededir.Yazları az yağışlı ve sıcak kışları az yağışlı ve oldukça soğuk geçmektedir. Baharlar ise bol yağışlı ve ılıktır.Van ilinin ilçeleri; Bahçesaray, Başkale, Çaldıran, Çatak, Edremit, Erciş, Gevaş, Gürpınar, Muradiye, Özalp ve Saray’dır.
Gevaş : Gevaş Van’a 40
km. mesafededir. Gevaş’ ta bulunan tarihi ve turistik eserler arasında İzzettin
Şir Cami ve Külliyesi, Orta Mahalle’ de bulunan Halime Hatun (Celme Hatun)
kümbeti, Selçuklu Türkleri Mezarlığı, tarihi değere sahip Akdamar Adası ve
Kilisesi vardır.
Gürpınar : Van ilinin güneyinde
yer alır.İlçedeki tarihi ve turistik yerler Çavuştepe Kalesi ve Haşap
Kalesi’dir.
Çatak : Çatak Çayı üzerinde
Taşköprü, Hulkan köprüsü ve Ziril Köprüleri 15. yüzyılda yapılmış tarihi
kalıntılardır. Bölgede bunların dışında en önemli tarihi eser Tirşin
yaylasındaki kayalar ve taşınır taşlar üzerinde çizilmiş olan av ve hayvan
figürleridir. Bilgi Köyünün Üçüzler Mezrasında da Meryem Ana Kilisesi
bulunmakta olup, bu kilise 365 odadan ibarettir. Atlıhan Köyü istikametinde
tabii bir kaplıca bulunmaktadır. Çatak vadisinden ilçeye 5 km. uzaklıktaki
Beyaz su (Ganisipi) Şelalesi ilginç bir tabiat eseridir.
Gezielecek Yerler Kaleler
Van’a bir anlamda “Kaleler Kenti” denilebilir. Van ve çevresinde küçüklü büyüklü çok sayıda kale bulunmaktadır. Bu tarihi kalelerden bir kısmı Urartu döneminden, diğerleri Ortaçağ ve sonrasından kalmadır. Önemli Kaleler Aşağı ve Yukarı Zıvistan Kalesi, Beyüzümü Kalesi, Çatak Kalesi, Lamurkesen (Zernek) Kalesi, Hişet Kalesi, Pizan (Örenkale) Kalesi, Kalecik, Zernaki Tepe Kalesi, Muradiye Kalesi, Albak (Başkale) Kalesi, Deliçay Kalesi, Çelebibağ Kalesi, Yoncatepe Kalesi, Müküs Kalesi ve Amik Kalesi olarak sayılabilir.
Gezielecek Yerler Kaleler
Van’a bir anlamda “Kaleler Kenti” denilebilir. Van ve çevresinde küçüklü büyüklü çok sayıda kale bulunmaktadır. Bu tarihi kalelerden bir kısmı Urartu döneminden, diğerleri Ortaçağ ve sonrasından kalmadır. Önemli Kaleler Aşağı ve Yukarı Zıvistan Kalesi, Beyüzümü Kalesi, Çatak Kalesi, Lamurkesen (Zernek) Kalesi, Hişet Kalesi, Pizan (Örenkale) Kalesi, Kalecik, Zernaki Tepe Kalesi, Muradiye Kalesi, Albak (Başkale) Kalesi, Deliçay Kalesi, Çelebibağ Kalesi, Yoncatepe Kalesi, Müküs Kalesi ve Amik Kalesi olarak sayılabilir.
Ağartı Kalesi: Van Gölü’ nün
doğu kıyısında kurulan kale iyi korunarak günümüze kadar gelen sur duvarları
andezit taş bloklarla örülmüştür.
Kef Kalesi : Urartu’ların önemli merkezlerinden biridir. Kalede çok odalı bir saray, hayvan ve bitki rölyefleri vardır.
Kef Kalesi : Urartu’ların önemli merkezlerinden biridir. Kalede çok odalı bir saray, hayvan ve bitki rölyefleri vardır.
Çavuştepe Kalesi: Van il
merkezine 25 km. uzaklıkta, Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe köyünde yer
almaktadır. Bol Dağı silsilesinin batı ucuna kurulmuş olan kale; aşağı ve
yukarı kalelerden oluşmaktadır. Kale, II. Sarduri tarafından M.Ö. 764-734
tarihleri arasında yaptırılmıştır. Kalelerde Haldi tapınağı, açık hava
tapınağı, surlar, depo, ahır, saray binaları, su sarnıçları, çivi yazısı
bulunmaktadır.
Ayanıs Kalesi: Van’a 35 km. mesafedeki
Ayanıs köyündedir. Argişti’nin oğlu Rusa tarafından M.Ö. 645-643 tarihleri
arasında yaptırılmıştır. Urartu tarihinin son safhalarının aydınlatılması
açısından çok önemlidir. Van Gölü sahiline yakın bir alanda kuruludur.
Toprakkale: Van il merkezinin
doğusunda Zimzim Dağları silsilesine bağlı kayalık bir tepe üzerinde yer
almaktadır. Kale Urartu kralı II. Rusa tarafından M.Ö. 685-645 tarihleri
arasında yaptırılmıştır. Sarnıç, açık hava tapınağı, kayaya yontulmuş
merdivenler bulunmaktadır.
Aşağı-Yukarı Anzaf Kaleleri: Van’ın
10 km. kuzeydoğusunda Van-Özalp karayolu yakınında yer almaktadır. Aşağı ve
Yukarı Kalelerden oluşmaktadır. Her iki kalede surlar, kuleler, atölye, depo,
saray yapısı, kitabe bulunmaktadır.
Ne Yenir?
Murtuğa (kahvaltılık), cacık (kahvaltılık), ilitme, ekşili, senseger gibi yemek türleri ile ünlü Van otlu peyniri yöreye özgü yemeklerdir. Van peyniri (otlu peynir), içerisine mahalli otlar katılarak yapılan güzel kokulu ve son derece lezzetli bir peynirdir. Yaz sonuna doğru küplere basılarak toprağa gömülür, kış için saklanır. Ayrıca, Van gölünden çıkarılan Van balığı (inci kefali) mutlaka yenmelidir. Van balığı, Van gölünün sodalı suyuna uygun “inci kefali” diye adlandırılan, bol havyarlı bir balık türüdür. Az kılçıklı olan bu balık oldukça lezzetlidir.
Ne Alınır?
Van’ da alışveriş etkinliklerinin merkezini, turistik, hatıra eşya alım-satımları oluşturur. Özellikle dünyaca ünlü olan Van ve çevresinde dokunan kilimler büyük ilgi görmektedir. Turizm mevsimi ile beraber her türlü halı – kilim ve el sanatları, süs eşyaları şehir merkezindeki halı ve kilim galerinden satın alınabilir.
Yapmadan Dönme...
Van Kalesi, Van Müzesi, Hoşap Kalesi, Muradiye Şelalesi, Edremit ve Gevaş kıyı boyu ve Van Gölü gezilip görülmeden,
Dünyaca ünlü bir gözü mavi diğer gözü yeşil olan Van kedisini görmeden,
Dünyaca ünlü Van Kilimleri ve Savat (gümüş) İşlemeli el sanatları ürünlerinden almadan,
Zengin bir mutfağa sahip olan Van yemeklerinden yemeden,
Dönmeyin...
Ne Yenir?
Murtuğa (kahvaltılık), cacık (kahvaltılık), ilitme, ekşili, senseger gibi yemek türleri ile ünlü Van otlu peyniri yöreye özgü yemeklerdir. Van peyniri (otlu peynir), içerisine mahalli otlar katılarak yapılan güzel kokulu ve son derece lezzetli bir peynirdir. Yaz sonuna doğru küplere basılarak toprağa gömülür, kış için saklanır. Ayrıca, Van gölünden çıkarılan Van balığı (inci kefali) mutlaka yenmelidir. Van balığı, Van gölünün sodalı suyuna uygun “inci kefali” diye adlandırılan, bol havyarlı bir balık türüdür. Az kılçıklı olan bu balık oldukça lezzetlidir.
Ne Alınır?
Van’ da alışveriş etkinliklerinin merkezini, turistik, hatıra eşya alım-satımları oluşturur. Özellikle dünyaca ünlü olan Van ve çevresinde dokunan kilimler büyük ilgi görmektedir. Turizm mevsimi ile beraber her türlü halı – kilim ve el sanatları, süs eşyaları şehir merkezindeki halı ve kilim galerinden satın alınabilir.
Yapmadan Dönme...
Van Kalesi, Van Müzesi, Hoşap Kalesi, Muradiye Şelalesi, Edremit ve Gevaş kıyı boyu ve Van Gölü gezilip görülmeden,
Dünyaca ünlü bir gözü mavi diğer gözü yeşil olan Van kedisini görmeden,
Dünyaca ünlü Van Kilimleri ve Savat (gümüş) İşlemeli el sanatları ürünlerinden almadan,
Zengin bir mutfağa sahip olan Van yemeklerinden yemeden,
Dönmeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder