1917 yılında Rusya’da meydan gelen Bolşevik
İhtilali’nden sonra Orta Asya ülkelerinde yaşayan Müslümanlar çeşitli işkence
ve zulümlere maruz kaldılar. Hayatlarını kurtarmak için o bölgede yaşayan
müslümanlar başka ülkelere göç etmeye başladılar. Bir kısmı, Orta Asya’dan
Sibirya demiryolu ile Mançurya’ya gelerek yerleşmiş, bir kısmı da küçük çaplı
ticaret vesilesiyle Kore ve Japonya’ya yerleşmeye başlamıştır.
Ülkelerinden kaçıp Mançurya’ya yerleşen sığınmacıların pasaportları olmadığından
başka ülkelere gitmek için vize alamıyorlardı. Ancak o dönem Japon hükümetinin
1.500 Yen teminat karşılığında vize verdiğini öğrendikten sonra, 1920’li
yıllarda Mançurya’ya sığınan Kazan Türkleri Japonya’ya gelmeye başladılar.
Kazan Türkleri kısa zaman içerisinde Japonya’daki hayata ayak uydurdular.
Özellikle Japonya’nın iklimi onlara hoş geldi. 1922 yılında Tokyo’da meydana
gelen büyük depremden sonra, Amerikan Hükümeti Tokyo’daki yabancılara yardım
için ülkesine davet etmesine, hatta Yokohama Limanı’na Özel gemi göndermesine
rağmen Kazan Türkleri bu daveti kabul etmediler ve Japonya’dan ayrılmayı
istemediler.
Japonya’ya ilk gelen Kazan Türkleri Kobe ve Tokyo şehirlerine yerleştiler.
Tokyo da ilk yerleştikleri bölge ise Okuba semtidir. Abdulhay Kurban Ali
(1890-1972)’nin Japonya’ya gelmesiyle Japonya’ya gelen Kazan Türkleri daha
organize olmaya başladılar ve 1922 yılında Abdulhay Kurban Ali’nin
başkanlığında Mehalle-i İslamiyye adıyla bir dernek kurdular. Kazan Türklerinin
T.C. vatandaşı olmasından sonra, 1953 yılında, bu derneğin adı Tokyo Türk
Derneği olarak değişmiştir.
1933 yılında Abdurreşid İbrahim’in Japonya’ya gelmesi, Japonya’ya sığınan
Kazan Türkleri için ikinci bir dönüm noktası olmuştur. Zira Abdurreşid İbrahim
bu tarihten önce Japonya’ya yaptlığı seyahatler esnasında bir çok Japon devlet
adamıyla tanışmış ve dostluk kurmuştur. Bu ilişkiler çerçevesinde, Kazan
Türklerinin hayatını daha da kolaylaşmıştır. Abdurreşid İbrahim 1944 yılında
Tokyo da vefat etmiş olup, Tamareien Mezarlığı’nda medfundur.
Kazan Türkleri giderek artan çocukların eğitim ihtiyacını karşılamak için
1927 yılında Japon Hükümetine okul açmak için müracaat ettiler.
Alınan izinden
sonra, Shinokubo semtinde bir bina kiralayarak 1928 yılında Mekteb-i İslamiye
adıyla bir okul açtılar. Ayrıca bu binanın bir bölümünü mescid olarak da
kullandılar. 1931 yılında Tomigaya semtinde bir bina alınarak okul binası
buraya taşındı. Mektebi İslamiye’de öğrenciler Türk ve Tatar hocalardan Türkçe,
Tatarca, İngilizce ve Rusça öğreniyorlar, ilkokul müfredatındaki bütün dersleri
de Japonca okuyorlardı. Okulda, milli ve manevi duyguların çocuklara
aktarılması için çeşitli aktiviteler düzenliyorlardı. Tiyatro oyunları bu gaye
ile gerçekleştirilen faaliyetlerin bir çeşidi idi.
Daha sonra birkaç Japon şirketlerinin yardımı ile Shibuya semtindeki bir
arazi satın alındı ve bu araziye 1935 yılında okul binası yapılarak, okul
Tomigaya’dan buraya taşındı. 1938 yılında ise okulun yanındaki arazi üzerine
Tokyo Camii inşa edildi.
1933 yılında Abdurreşid İbrahim’in Japonya’ya gelmesi, Japonya’ya sığınan
Kazan Türkleri için ikinci bir dönüm noktası olmuştur. Zira Abdurreşid İbrahim
bu tarihten önce Japonya’ya yaptlığı seyahatler esnasında bir çok Japon devlet
adamıyla tanışmış ve dostluk kurmuştur.
Bu ilişkiler çerçevesinde, Kazan Türklerinin hayatını daha da
kolaylaşmıştır. Abdurreşid İbrahim 1944 yılında Tokyo da vefat etmiş olup,
Tamareien Mezarlığı’nda medfundur.
Kazan Türkleri giderek artan çocukların eğitim ihtiyacını karşılamak için
1927 yılında Japon Hükümetine okul açmak için müracaat ettiler. Alınan izinden
sonra, Shinokubo semtinde bir bina kiralayarak 1928 yılında Mekteb-i İslamiye
adıyla bir okul açtılar.
Ayrıca bu binanın bir bölümünü mescid olarak da kullandılar. 1931 yılında
Tomigaya semtinde bir bina alınarak okul binası buraya taşındı. Mektebi
İslamiye’de öğrenciler Türk ve Tatar hocalardan Türkçe, Tatarca, İngilizce ve
Rusça öğreniyorlar, ilkokul müfredatındaki bütün dersleri de Japonca
okuyorlardı. Okulda, milli ve manevi duyguların çocuklara aktarılması için
çeşitli aktiviteler düzenliyorlardı. Tiyatro oyunları bu gaye ile
gerçekleştirilen faaliyetlerin bir çeşidi idi.
Daha sonra birkaç Japon şirketlerinin yardımı ile Shibuya semtindeki bir
arazi satın alındı ve bu araziye 1935 yılında okul binası yapılarak, okul
Tomigaya’dan buraya taşındı. 1938 yılında ise okulun yanındaki arazi üzerine
Tokyo Camii inşa edildi.
1. Arsa mülkiyetinin T.C. Devleti’ne geçmesinin ardından
1997 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bir çalışma başlatılarak Tokyo Cami
Vakfı kurulmuştur. Vakıf Kurucuları arasında dönemin Diyanet İşleri Başkanı M.
Nuri Yılmaz, Diyanet İşleri Bşk. Yrd. Sami Uslu, Diyanet İşleri Başkanlığı
Emekli 1. Hukuk Müşavirleri Ahmet Uzunoğlu ile Şemsettin Yazırlı yer almıştır.
12 Nisan 1996 tarihinde temeli atılan caminin, 30 Haziran 1998 tarihinde
inşaasına başlanmış ve cami 30 Haziran 2000 tarihinde ibadete açılmıştır.Cami
açılışını Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz
ve Tokyo Büyükelçisi Yaman Başkut yapmıştır.
Açılışa Japon hükümet temsilcisi,
Shibuya Belediye Başkanı, İslam Ülkeleri Büyükelçileri,
Türk ve Japon basın
mensupları, Japonya’da İslami faaliyet gösteren dernek
temsilcilerive büyük
bir cemmat topluluğu katılmıştır.
Maddi-manevi
pek çok zorluğun üstesinden gelip Tokyo Camii’nin yeniden vücut
bulmasında
emeği geçen tüm şahısları şükranla anıyor, ahirete irtihal edenlere rahmet
diliyoruz.
1. Abdulhay Kurban Ali Tokyo camii’nin ilk imamı’dir.
2. Abdurreşit İbrahim (1938 ila 1343 yılları arası)
3. Türkistanlı Emin İslami (1943 ila 1950 yılları arası)
4. Şerifullah Miftahuddin (1950 ila 1969 yılları arası)
5. Aynan Safa (1969 ila 1983 yılları arası)
6. Hüseyin Baş (1979 ila 1983 yılları arası)